1. genellikle yemek sofralarında 'Allah Halil ibrahim bereketi versin.' denilmesinin öyküsü şu imiş;
"Halil ve İbrahim adında iki kardeş varmış. Büyük olan Halil evli çoluk çocuk sahibiymiş. Küçüğü İbrahim ise bekarmış. Bu iki kardeş tarla eker biçermiş, mahsulü de ortak olarak bölerlermiş. Yine bir hasat sonrasında buğdaylarını bölecekleri zaman İbrahim abisi Halil'e "Sen git çuval getir demiş" Abisi gittikten sonra İbrahim düşünmüş. Ben bekarım, abim evli. Üstelik çocukları da var. Onun bu buğdaya daha çok ihtiyacı var. Kendi payından abisinin çuvallarına bölüştürmüş. Abisi Halil geldikten sonra kardeşine "Sen şu çuvalları içeri taşımaya başla" demiş. İbrahim gittikten sonra Halil düşünmüş. Ben evlendim. Çoluk çocuk sahibi oldum. Benim kardeşim bekar. Şimdi onun evlenip bi yuva kurması gerek. Onun daha çok ihtiyacı var bu buğdaya. Diyerek kendi payından kardeşinin payına buğday dökmeye başlamış. İki kardeş birbirinden habersiz kendi paylarını birbirlerine paylaştırmışlar. Allah onlara öyle bir bereket vermiş ki günlerce o buğdayı taşımışlar ama bitirememişler. Onlar hallerine şükredip birbirlerini düşündükçe Allah onların buğdaylarının bereketini artırmış."
2.Muhtemelen bu hikayeden yola çıkan barış manço'ya ait muazzam sözleri olan, zamanında bu adam bu şarkıyı iyi ki yapmış şimdi yapsa dinleyen olmazdı dediğim şarkılarından birisi.
dinlemek isteyenler buradan buyurabilir.
sözleri şöyledir;
"İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun dostlar buyurun
Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok"